Su çiçeği hastalığı nedir? Bulaşıcı mıdır? Su çiçeği hastalığına yakalananların neler yapması gerekir. Su çiçeği hastalığı ciltte leke yapar mı? Su çiçeği hastalığına dair merak ettiğiniz her şey bu makalede…
Su çiçeği hastalığı genellikle çocuklarda görülse de, zaman zaman erişkinlerde bu hastalığa yakalanabilir. Su çiçeği, aynı zamanda bilimsel adıyla varicella – zoster virüsü olarak geçer. Bu virüs su çiçeği hastalığına neden olduğu gibi, aynı zaman zona hastalığına da sebep olmaktadır. Su çiçeği günümüzde artık eskisi kadar korkutucu veya ölümlerle sonuçlanan bir hastalık değildir.
Gelişen teknoloji ve bilimle birlikte uzun zamandır hastalığa karşı kullanılan aşılar ve bazı ilaçlar bulunur. Genellikle bebeklik döneminde yapılan aşılar, kişiye ilerde de büyük bir koruma sağlar.
Su çiçeği nedir?
Su çiçeği hastalığı bir çocuklık hastalığıdır. Genellikle deride döküntü, ateş, halsizlik ve burun akıntısı şeklinde görülür. Vücutta görülen döküntülerin içinde veziküler denilen bir sıvı bulunur. Yüz bölgesinde, saçlı deride, boyunda ve vücudun hemen hemen her bölgesinde görülebilir. Su çiçeği hastalığı çocuklara özgü bir hastalık olarak bilinsede hemen hemen her yaşta görülebilir ve her yaşta döküntülere sebep olmasa da halsizlik ve ateşe yol açabilir.
Su çiçeği bulaşıcı mı?
Evet, su çiçeği hastalığı oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Bu yüzden su çiçeği hastalığına yakalanan insanlara bakarken dikkatli olmak gerekir. Su çiçeği vücuda girdikten sonra 2 hafta süren bir kuluçkalama dönemi vardır. Bu 2 haftalık süreç sonrasında vücutta döküntüler gelişmeye başlar. Su çiçeğinin bulaşma evresi döküntüler görülmeden bir hafta öncesinde başlar, dökültüler görülmeye başlandıktan bir hafta sonrasına kadar devam eder.
Su çiçeği yetişkinlerde, çocuklara göre biraz daha ağır geçebilir. Özellikle kaşınma ve deri döküntüsü biraz daha ağrılı ve kaşıntılar yoğun olabilir. Erişkin yaşlarda bu hastalığa yakalanan insanlarda, su çiçeği izi daha sık görülür. Su çiçeği görsel olarak, içi dolu ve iltihaplı bir görünüme sahiptir. Su çiçeğinin nasıl olduğunu merak ediyorsunuz. İnternette su çiçeği resmi şeklinde aratarak nasıl göründüğüne dair konuyla ilgili bilgi sahibi olabilirsiniz.
Su çiçeği hastalığı hekiminizin uygun gördüğü ilaçlarında kullanılması sonucunda daha hafif ve daha kolay atlatmanıza yardımcı olur.
Su çiçeği nasıl olur?
Su çiçeği hastalığı hemen hemen her yaş dönemindeki çocuklarda görülebilir, fakat en sık gözlemlendiği yaş aralığı 2 ila 10 yaş arasıdır. Özellikle hastalığın bulaşıcı olması sebebiyle, bu yaş aralığındaki okul dönemindeki çocuklarda sıklıkla gözlemlenmektedir. Son yıllarda daha bebeklikten yapılan su çiçeği aşısı ileri dönemler içinde koruma sağlamaktadır. Su çiçeği hastalığı her ne kadar hafif bir hastalık gibi görülsede tedavi edilmediği durumlarda ölümcül sebeplere yol açabilir. Bu yüzden zamanında müdahale ve doktorunuzun verdiği ilaçların düzenli tüketimi son derece önemlidir.
Su çiçeği aşısı ne zaman yapılır?
Su çiçeği aşısı 12 ila 18 ay arasındaki tüm bebeklere yapılabilmektedir. Diğer yaş gruplarında da aşılama yapılabilir. Örneğin; eğer daha önce aşı yapılmamış ve hastalık geçirmemiş bir çocuk ise 13 yaşına kadar 2 doz halinde 4 veya 8 hafta aralıkla uygulanır. Özellikle sağlık personelleri ve öğretmenler bu aşıyı mutlaka yaptırmalıdır. Bulaşıcı bir hastalık olan su çiçeği hastalığına yakalanma riski en yüksek olan meslek grupları arasında öğretmenlik ve sağlık personelleri yer alır.
Su çiçeği belirtileri nelerdir?
Su çiçeği hastalığına yakalanma riski olan insanlar aşağıdaki belirtileri gözlemliyorsa eğer, en kısa zamanda bir doktora başvurmalıdır. Bu belirtiler arasında;
- Deride döküntü
- Kızarıklık
- Ateş
- Halsizlik
- İştahsızlık
- Deride kaşınmaya yol açar.
Su çiçeği tedavisi nasıl olur?
Su çiçeği hastalığına yakalandıktan sonra seyrinin daha hafif geçmesi için bazı yöntemler uygulanmaktadır. Yine de yakalandıktan hekimizin önerdiği kaşıntı ilaçları veya enfeksiyon riskine karşı vermiş olduğu ilaçları kullanabilirsiniz. Yine de su çiçeği hastalığına yakalanan çocuklar için aşağıdaki bilgilerden faydalanabilirsiniz.
- Su çiçeği hastalığına yakalanan bir çocuğun terlememesi gereklidir. Vücut sıcaktan terlemeye başlarsa eğer, çocuğun kaşıntısı artar ve bu durum da vücutta iz kalmasına sebep olabilir.
- su çiçeği banyo yapılarak ve döküntüler temiz tutularak daha hafif atlatılabilir. Sık banyo yapmak enfeksiyon riski ile birlikte kaşıntının da önüne geçer.
- Hekiminizin önereceği su çiçeği kremi, su çiçeği ilacı veya su çiçeği losyonu gibi ürünleri kullanarak hem kaşıntınızı hafifletebilir hem de kaşıntıdan dolayı oluşan lekelerin önüne geçebilirsiniz.
- Çocukların iştahsızlık ve halsizlikten dolayı yatak istirahatı yapması önerilir.
- Ateş varsa eğer mutlaka bol bol sıvı ürünler tüketmeleri gerekmektedir.
- Özellikle çocukta reye sendromu varsa, kesinlikle aspirin verilmemelidir.
- Yine ateş dürüşürücü ilaçlarda bu hastalığın tedavisinde sıkça kullanılmaktadır.
Eğer bir çocuk su çiçeği hastalığına daha önce yakalanmışsa ve şu an bulunduğu ortamdaki diğer çocuklarda bu hastalık varsa sakin olun. Aşılanan veya bu hastalığa bir kere yakalanan çocuk bir daha su çiçeği hastalığına yakalanmaz…
Su çiçeği hastalığı iki şekilde bulaşır. Hava yolu ve direk olarak temas yoluyla. Daha önce su çiçeği geçirmemiş bir bireyseniz en kısa zamanda doktora başvurarak aşılama yaptırmanız gereklidir.
Eğer aile içinde birisine su çiçeği hastalığı bulaştıysa mutlaka en kısa zamanda doktora götürülmeli ve gerekli aşılar yapılmalıdır. Tedavi edilmeyen veya önlem alınmayan su çiçeği hastalığı bütün ailenin su çiçeği hastalığına yakalanmasına sebep olabilir. Su çiçeği olan kişinin okula veya işe gitmesi birçok insana bu hastalığı bulaştırmasına sebep olacaktır. Bu hastalığa yakalanan kişilerin kimseye bulaştırmaması açısından evde dinlenmesi oldukça önemlidir.
Su çiçeği hastalığı genel olarak kırmızı ve hafif kaşıntılı kabarcıkların oluşmasıyla kendini belli eder. Kaşıntı genellikle akşamları daha çok vücuda nüfuz eder. Bu gibi durumlar için doktorunuzdan anti-histaminik bir krem yazmasını isteyebilirsiniz. Böylece çocuğunuz daha az uyku problemi çekerken aynı zamanda bu ilaçlar ya da kremler belirgin bir şekilde rahatlamasını sağlar.
Eğer su çiçeği olan bir çocuk veya yetişkinde aşağıdaki durumlarda görülüyorsa en kısa sürede en yakın bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
- Vücutta meydana gelen döküntülerin etrafında iltihaplanma, şişme, kızarıklık, aşırı hassasiyet gibi bir durum söz konusuysa
- Su kaybı bağlı durumlar gözlemleniyorsa
- Sürekli uyuma hali ya da kolay uyandırılamama durumu var ise
- Kişi halüsinasyonlar görüyorsa
- Dalgınlık varsa
- Kusmalar gözlemleniyorsa
- Baş ağırısı şiddetli bir durumdaysa
- Nefes alıp verme güçlüğü yaşıyorsa
- Göğüs ağrısı varsa
- Hırıltılı nefes alıyorsa
- Şiddetli bir şekilde öksürme gözlemleniyorsa
- Güçsüzlük veya yürümede dengesizlik söz konusuysa
- 4. Günden sonra ateş hala düşmüyorsa
- Gözlerde kızarıklık veya aşırı ağrı varsa
- Görmede bulanıklık veya bozukluk varsa
- Hastalığın başına göre daha hasta veya bitkin gözüküyorsa mutlaka en kısa süre içinde size yakın bir sağlık kuruluşuna başvurun.
Su çiçeği hastalığı iyi bakımla ve gerekli önlemlerin alınmasıyla birlikte herhangi tehlikeli bir duruma yol açmaz. Fakat gerekli önlemler alınmadığı takdirde ölümcül vakaların gözlemlendiği bilinmektedir. Su çiçeği hastalığına yakalanan bir çocuğun en kısa sürede doktora götürülmesi gereklidir. Doktorun vereceği bazı krem veya losyonlarla hastanın kaşıntısı geçirilebilir. En azından kaşınmaya bağlı olarak döküntülerde iz kalmasının önüne geçilmiş olur.
Su çiçeği hemen hemen her çocuğun başına gelebilecek bulaşıcı bir hastalıktır. Antibiyotik kullamına gerek olmayan bir hastalıktır. Tedavide en önemli olan şey çocuğun ateşinin düşürülmesidir. Çocuğun ateşi kontrole alındıktan sonra kaşıntı için krem ve losyon kullanımı yeterlidir.
Su çiçeği hastalığı sonrasında genellikle iz kalmaz. Fakat su çiçeği hastalığına bakteri bulaştıysa veya enfeksiyon kaptıysa yaralar döküntüler iyileşirken vücutta lekeler olabilir. Günümüzde aşıları yapılan veya su çiçeği hastalığına yakalanan çocuklarda leke kalmaz. Su çiçeğine bağlı döküntüler 6 ila 1 sene içersinde kendiliğinden kaybolabilir. Eğer çocuğunuzdaki döküntülerin leke olarak kalacağını düşünüyorsanız özellikle güneşli havalarda mutlaka güneş kremi ve nemlendiri kullanmayı ihmal etmeyin. Yine hekiminizin önereceği bazı leke önleyici kremlerden de faydalanabilirsiniz.
Su çiçeği hastalığına yakalanan insanların iştahsızlığa bağlı olarak su tüketimi de azalır. Su çiçeği hastalığı aynı zamanda ateş yapan bir hastalık olduğu için mutlaka vücudun kaybettiği sıvı miktarını geri kazanması gerekir. Hasta olan kişi su içmek istemiyor olsa bile su içmesine yardımcı olmalısınız. Hastalık seyri boyunca hafif gıdalarla beslenmeli baharatlı, acılı veya asitli gıda ürünlerinden uzak durmalıdır.
Su çiçeği hastalığı çocuklarda görülsede hemen hemen her yaşta geçirilebilen bir hastalıktır. Eski dönemlerde özellikle kış sonlarından veya bahar aylarında ciddi salgınlar yaşanmıştır. Günümüzde yapılan aşılama tekniği ile su çiçeği artık çocuklarda çok daha az görülmektedir. Çocukluk döneminde su çiçeği hastalığına yakalanmayan bir birey bu hastalığı erişkinlik döneminde de geçirebilmektedir.
Fakat 10 ila 13 yaşındaki çocuk hastalarda son derece kolay atlatılan bu hastalık yetişkin bireylerde daha ağır seyreder. Özellikle ateş ve kaşıntı durumu çocuklara göre daha ağır olmaktadır. Su çiçeğine bağlı komplikasyonlar bağılıklık sistemi düşük olan kişilerde, yetişkinlerde, ergenlerde ve 1 yaşında küçük bebeklerde görülebilmektedir. En sık görülen komplikasyon ise döküntülerin üzerinde beliren bakteriyel enfeksiyonlardır. Yukarıdaki grupta görülen komplikasyonlara ilaveten zatürre veya beyni etkileyen durumlar söz konusu olabilir.
Erişkin kişilerin hastalığı daha ağır seyrettiği için 2 ayda bir aşı yapılmaktadır. Su çiçeği hastalığında çoğu zaman antiviral ilaçlar kullanılmaktadır. Fakat bu ilaçlar 12 yaşından büyük çocuklara ve erişkinlere önerilmektedir. Hastalığın seyrinin daha ağır geçmesinden dolayı ilaçlarla destek sağlanmalıdır.
Su çiçeği nasıl geçer diye soranlar için vücuda alınan virüs sonrasında hastalık bulaşmıştır. Dolayısı ile hastalık seyrini tamamlamadan vücuttan atılmayacaktır. Hastalığa yakalanan yakınlarınız veya sizseniz alacağınız önlemler ve doktor kontrolleri ile birlikte daha hafif bir şekilde atlatabilirsiniz.
