Her bir parçasının muazzam bir ilişki içerisinde işlevlerini yerine getirdiği insan vücudu, akıl almaz mucizelerle donatılmış. Bir makinenin tıkır tıkır işleyen dişlileri gibi var edilmiş vücutta önemsiz sayılabilecek tek bir nokta bile bulanamazken, bu dişlinin dönmesinde büyük etkisi olan kan konusunda büyük önem arz eden trombosit için merak edilen her detayı yazımızı inceleyerek öğrenebilirsiniz.
Trombosit nedir?
Trombosit nedir sorusunu basitçe açıklamak gerekirse; kanın içinde bulunan renksiz pulcuklar diyebiliriz. Azlığı veya çokluğunda kişinin ciddi problemler yaşamasına neden olan trombosit, sağlıklı ve yetişkin bir insanın kanında 150.000-400.000 arasında bulunur. Yani trombosit sayısı kemik iliğinin içerisindeki bir hücre tarafından üretilen bu pulcukların işlevini yerine getirip getiremediğini gösterir.
Trombosit ne işe yarar, nasıl işler?
Trombosit nedir tanımını yaptıktan sonra asıl önemli olan işlevine odaklanırsak, kanın pıhtılaşmasını sağladığını hemen belirtelim. Bu demek oluyor ki trombosit sayısı, olması gerekenden az veya fazlaysa kişiler kan pıhtılaşması konusunda oldukça ciddi sorunlarla karşılaşabilir. Peki, bu kadar hayati önem taşıyan trombosit değerleri vücutta nasıl işliyor, hemen bundan bahsedelim. Herhangi bir yaralanma sonucu vücutta bulunan trombositler önce birbirlerine yapışır ve sonrasında da yaranın bulunduğu kısma yapışarak kanı pıhtılaştırırlar. Böylece kanama durur ve yaranın iyileşme süreci başlar.
Kanama durmuyorsa trombosit hakkında neler söylenebilir?
Herhangi bir sebeple vücutta oluşan yaraların kanaması bir türlü durdurulamıyorsa, trombositopeni yani trombosit düşüklüğü problemine odaklanılır. Normal koşullarda 150.000 alt limiti bulunan bu kan pulcukları eğer 150.000’den daha az ise trombosit düşüklüğü görülür. Bu trombositopeni durumu kişilerin aşırı kan kaybetmesine neden olabileceği için oldukça hayati tehlikeler taşıyor. Diyelim ki 150.000 değil de 140.000 çıkan trombosit değerleri hemen sizde durdurulamayan kanamaların yaşanmasına mı neden olacak? Konunun uzman doktorlarının verilerine göre bir kişinin trombosit değeri 100.000’in altına düşmediği sürece büyük riskler yok. Ancak 50.000’in altında trombosit eksikliği varsa durum fazlasıyla ciddi algılanmalı.
Trombosit düşüklüğü (trombositopeni) nasıl oluşur?
Trombositopeni genetik bir durum değil, kişinin vücuduyla alakalı birkaç durumdan kaynaklanır. Trombosit neden düşer, hangi durumlar sonrasında ortaya çıkabilir diyorsanız hemen detaylı bir şekilde açıklayalım.
- Kemik iliğinde bulunan anormallikler: Trombosit, kemik iliği içerisindeki bir hücrenin yardımıyla üretildiği için doğuştan veya sonradan kemik iliğine gelen zararlar trombosit eksikliği oluşturabilir. Kemoterapi, meme kanseri, radyoterapi, anemi veya farklı enfeksiyonların kemik iliğini baskılamasıyla sonradan oluşan hasarlar, trombosit neden düşer sorusunu açıklayabilir.
- Aşırı büyük dalak: Trombositler dalakta ve karaciğerde ayrıştırılır. Buna bağlı olarak eğer dalak çok büyükse veya daha hızlı çalışıyorsa trombosit hastalığı oluşabilir.
- Trombositin aşırı yıkıma uğraması: Trombositleri ayrıştırmak için üretilen antikorlar, trombositlere yapışıp karaciğer ve dalak yardımıyla yıkılır ancak fazla bunulan antikor aşırı yıkıma sebebiyet verir.
Burada hemen bir hatırlatma yapmakta fayda var. Trombosit hastalığı taşıyan daha doğrusu trombosit düşüklüğü bulunanlar aspirin ve Omega 3’ten kesinlikle uzak durmalılar. Çünkü bunlar kan yapısını daha çok bozarak akışkanlığı artırır.
Trombosit yüksekliği hakkında neler söylenebilir?
Kanda 400.000 üzerinde trombosit görülmesi, pıhtılaşmanın oldukça yüksek olduğunun göstergesidir ve trombosit yüksekliği nedir sorusuna direkt yanıt oluşturur. 2 farklı türü bulunan bu rahatsızlığın ilki primer trombositemi olarak adlandırılır ve maalesef nedenleri henüz bilinemiyor. İkinci trombosit yüksekliği de sekonder trombositoz olarak adlandırılır. Sekonder trombositoz nedenleri de oldukça uzun bir listeyle karşımıza çıkıyor. Kansızlık, kan kaybı, kanser, kemoterapi, Kawasaki hastalığı, çeşitli kemik iliği hastalıkları, alerjik reaksiyonlar vb. şeklinde uzayıp giden trombositoz nedenleri daha pek çok etkenle birleşerek trombosit neden yükselir sorusuna cevap oluşturur. Primer trombosit neden yükselir cevap bulunamıyor ancak tedavisi diğerine oranla oldukça basit.
Trombosit yüksekliği hangi belirtilerle ortaya çıkar?
Trombosit yüksekliği nedir ve nasıl oluşur sorusundan sonra en çok merak edilen hangi belirtileri taşıdığı oluyor. Listeleyerek aktaracağımız belirtileri taşıyorsanız en kısa sürede trombosit değerleri için bir sayım yaptırmalısınız.
- Çabuk ve kolay morarmalar
- Halsizlik, güçsüzlük
- Baş ağrısı, dönmesi ve bayılmalar
- Göğüs ağrısı, görmede bulanıklaşmalar
- El ve ayaklarda uyuşma, diş eti ve burun kanamaları
- Nefes almada zorluk, kalp spazmı veya kalp krizi geçirme
- Dışkıda kan
Trombosit bağışı yapılabiliyor mu?
Kan içerisinde bulunan trombosit için, bazı şartları sağlamak koşuluyla trombosit bağışı yapılabiliyor. 18-60 yaş aralığı ve 50 kilo üstü kişilerin öncelikle trombosit değerleri kontrol ediliyor. Elde edilen değerler 150.000 üstündeyse ve 48 saat öncesinde aspirin ve benzeri ilaçların alımı yapılmadıysa trombosit bağışı yapılabilir. Bağış yapmak isteyen bir kişi haftada en fazla 2 kez, yılda 24 kez yapabilir. 2 farklı teknikle yapılabilen trombosit bağışı için ilk teknik 6,5 saat sürer ve bağış yapan kişi kan kaybetmez. Bu yöntemde bağışçının 2 koluna birden cihazlar bağlanır. Bir koldan alınmaya başlanan kanın trombositleri ayrıştırılıp depolanırken, kan diğer koldan kişiye geri verilir. Diğer işlemde ise 1,5 saat içerisinde kişiden kan alımı yapılıyor ve kan ayrıştırılıyor. İlk işlemde yapılan trombosit bağışında 1 ünite, ikinci işlemde 6-8 ünite arasında trombosit elde edilebiliyor. Bu sebeple ikinci yöntem bağış yapılacak kişi veya kişiler için daha faydalı fakat elde edilen trombositin saklama süresi sadece 5 gün.
Dikkatinizi Çekebilir: