Hayata dair kaygılar taşımak her normal insanın belli bir oranda hissettiği panik hali olup, aşırıya kaçmadığı sürece karşınıza çıkabilecek problemlere önceden önlem almanızda oldukça etkili bir durum. Fakat bu kaygı düzeyi aşırıya kaçtığında, artık her şeyin kendisine zarar vereceğini, başaramayacağını düşünerek kontrol edilemeyen korku, stres ve endişenin artması kaygı bozukluğu hastalığını gün yüzüne çıkartıyor. Kaygı bozukluğu diğer bir adıyla anksiyete bozukluğu nedir, ne gibi belirtileri var, tedavi süreci gibi bu hastalık hakkında bilmeniz gereken tüm detayları derlememizden inceleyebilirsiniz.
Anksiyete bozukluğu nedir?
Bilinen ismiyle kaygı bozukluğu, kişinin kendi elinde olmadan kötü bir şey olacak hissine kapılması ve hissettiği büyük korkudan bir türlü sıyrılamaması durumunu ifade ediyor. Yapılan pek çok araştırmaya göre hem genetik hem de küçük yaşlarda yaşanan güçlü travmalara bağlı ortaya çıkabilen anksiyete bozukluğu tedavisi görenlerin iyileştikleri de bilinen bulgular arasında. Her geçen gün anksiyete bozukluğu yendim diyen kişi sayısı artarken, başta stres etkeninin tetiklemesiyle pek çok kişide de, anksiyete bozukluğu belirtileri saptanıyor.
Anksiyete bozukluğu belirtileri nelerdir?
Bu rahatsızlığının belirtilerini açıklamadan önce hatırlatmakta fayda var, her belirtiyi taşıyan anksiyete bozukluğu yaşıyor demek doğru olmaz. Kendi başınıza karar veremeyeceğiniz bu durum için öncelikle bir doktora başvurmalısınız. Uygulanacak anksiyete bozukluğu testi sonucunda durumunuza doktorun karar vereceğiniz unutmayın. Duruma göre tedaviye başlanacak olan anksiyete bozukluğu belirtileri;
- En belirgin özellik, kötü bir şey olacakmış ve her an yaşanabilecekmiş hissi
- Sinir, gerginlik ve geçmeyen huysuzluk hali,
- Kalp atışlarındaki ve nefes alıp verişlerdeki hızın yükselmesi,
- Aşırı terleme ve el titremeleri,
- Kendini güçsüz ve zayıf hissetme,
- Uykuya dalma konusunda sürekli sıkıntı yaşama,
- Mide problemleri yaşamak ve hazımsızlığın artması,
- Yaşanan kaygı durumunu kontrol altına alamama olarak karşınıza çıkar.
Öncesinde bahsettiğimiz gibi, hemen paniğe kapılmadan önce anksiyete bozukluğu ne demek iyice öğrenmelisiniz ve belirtileri taşıyorsanız kendi kendinize anksiyete bozukluğu ilaçları için araştırmalara başlamayın. Konunun uzman psikolog ve psikiyatristlerine görünmeden bir tedavi uygulamayın.
Anksiyete bozukluğu nasıl tedavi edilir?
Anksiyete bozukluğu geçer mi veya anksiyete bozukluğu tedavisi mevcut mu gibi sorularla aklınızı bulandırmadan, böyle bir şüphe taşıyorsanız hemen bilirkişilerle görüşmelisiniz. Kişinin rahatsızlık durumuna göre en belirgin uygulanan tedavi yöntemleri psikoterapi ve antidepresan uygulamaları oluyor. Ancak ilk yöntem kesinlikle psikoterapi olur, eğer durum sanıldığından daha ağır ise anksiyete bozukluğu ilaçları devreye girer. Anksiyete bozukluğu yaşayanların yorumları dikkate alındığında, pek çok kişi hastalığını kabul etmeme veya ilaçlı tedavilere olan önyargısı sebebiyle hastanelere başvurmuyor. Kendini hayattan soğutmaya ve korku içinde bambaşka birine dönüşmeye başlayan bu kişi, sosyal hayatını sıfıra indirgiyor. Eğer bir şüpheniz varsa doktora gitmekten çekinmeyin, unutmayın ki anksiyete bozukluğunu yendim, anksiyete bozukluğu nedenleri ben zayıf olduğum için değil, aşırı stres altında kaldığım için başıma geldi diyerek iyileşenlerin sayısı oldukça yüksek.
Anksiyete bozukluğun en çok kimler tehdit altında?
Hemen hemen her kişinin başına gelebilecek bu rahatsızlık, anksiyete bozukluğu testi yapılarak teşhis konulan psikolojik bir rahatsızlık. Hem genetik hem de çevresel etkenler anksiyete bozukluğu nedenleri arasında yer aldığı için, tehdit altında bulunan risk gruplarındaki kişilerin ortak özellikleri listemizde mevcut.
- Gelir seviyesinde yaşanan düşmeler,
- Kadın olmak,
- Çocukluktan başlayan aşırı utangaçlık ve davranışlarda tutukluk yaşanıyor olması,
- Boşanmış veya dul olmak,
- Sürekli strese maruz kalmış ve o şekilde büyütülmüş bireylerde,
- Kan bağı bulunan kişilere anksiyete bozukluğu teşhisi konulmuş olması,
- Aileye bağlı psikolojik problemler yaşayanlar,
- Özellikle öğleden sonra tükürükte kortizol (stres anında salgılanan bir hormon) seviyesinin de artış olanlar,
Ne zaman doktora başvurmak gerekir?
Şüpheye düşen akıl size farklı oyunlar oynayabilir. Hiç öyle olmadığınız halde hastasınız izlenimi vermesi veya hasta olduğunuz halde öyle olmadığınızı düşündürmesi yaşanan sorunlar arasında bulunuyor. O sebeple, anksiyete bozukluğu nedir, kimlerde görülür ve belirtileri nelerdir iyice öğrenmeden hasta olduğunuz hissine kapılmayın. Özellikle internet üzerinden anksiyete bozukluğu yaşayanların yorumları üzerinde çok düşünmeden, aşağıda saydığımız olayları yaşıyorsanız bir psikoterapiste görüşün.
- Hissettiğiniz kaygı seviyesi gün geçerek artıyor, özel hayat ve iş hayatınıza engel oluşturmaya başladıysa,
- Yaşadığınız korku, kaygı ve panik gibi durumlar artık kontrolünüzden çıktı ve asla kontrol altına alamayacak gibi hissediyorsanız,
- Mutsuzluk, huzursuzluk gibi olumsuz duyguların artması sebebiyle depresyona girdiğinizi düşünüyor ve çözümü alkol, uyuşturucu gibi bağımlılık yapıcı maddelerde arıyorsanız,
- İntihar veya ölüm hakkında kendinizde bir yatkınlık hissetmeye başladıysanız,
- Başınıza bir şey gelecek korkusuyla kendinizi güvendiğiniz alanlara kapatmaya başladıysanız,
çok geç olmadan ve anksiyete bozukluğu geçer mi diye korkulara kapılmadan bir doktora görünün.
Anksiyete bozukluğu, rapor verilen bir rahatsızlık mıdır?
Anksiyete bozukluğu ne demek öğrendiğimize göre, kaç türü var bunlara da değinelim. Her kaygı yaşadığınızda veya paniklediğinizde kaygı bozukluğu mu yaşıyorum diye korkmayın. Her kişinin belli bir oranda yaşaması gereken bu hisler, belli düzeyler ve etkenlere göre değişiklik gösteriyor. Evet, belki kaygı bozukluğu yaşıyor olabilirsiniz fakat anksiyete bozukluğu özür oranı çeşidine göre değişiyor. Bir kısmı sadece terapi ile iyileştirilirken bazı çeşitleri ilaçlı tedavi ve dinlenme ile çözülüyor. Pek çok kişi anksiyete bozukluğu yüzde kaç rapor olarak verilir diye merak ediyor. Ancak bu konuda net bir şey söylemek doğru değil. Görüştüğünüz doktor görüş ve tedavisine bağlı olan bu durum için kulaktan dolma bilgilere itimat etmeyin. Anksiyete bozukluğu özür oranı; günlük aktiviteleri sürdürmeye etki eden yaygın anksiyete bozukluğu, ailesi ayrılanlarda ayrılma kaygı bozukluğu, bazı durumlarda konuşmayan çocuklarda görülen seçici konuşmazlık bozukluğu, bir rahatsızlık sonucu oluşan kaygı bozukluğu, fobiler, panik atak, agorafobi ve aşağılanma duygusundan kaynaklanan sosyal kaygı bozuklukları gibi farklı çeşitlere ayrılır.
Anksiyete atakları anında neler yapmak gerekir?
Anksiyete bozukluğu yüzde kaç rapor verilen diyenlerin bir doktora danışmaları gerektiğini bir önceki maddemizde belirtmiştik. Yaşanılan kaygı düzeyini en iyi bu kişiler teşhis edebilecekleri gibi, en doğru tedavi veya rapor vererek bir süre dinlenerek iyileştirme işlemini yapan doktorların geneli atak anında yapılaması gerekenleri şu şekilde sıralıyor;
- Öncelikle hangi kaygı bozukluğunu yaşadığınızı tespit ettirmeli, belirtilerini ve özelliklerini iyi bilmelisiniz.
- Hemen bir psikoterapist ile düzenli görüşmeler yapmalısınız.
- Önemsememe veya aşırı panik yaratma gibi duygularınızı sınırlamaya çalışın.
- Yanınızda olan, sizi seven kişilerle iletişime geçip içinde olduğunuz atak durumunu atlatmaya çalışın.
- Uyku düzeninizi bir an önce dengeleyin ve gece bölünen uykular yaşamamaya özen gösterin.
- Sürekli oturmak korku ataklarının seviyesi için iyi bir durum değil, bu sebeple düzenli olarak hareket etmeyi alışkanlık edinin.
- Sizi olumsuz etkileyen kişileri hayatınızdan çıkartın.
- Uygulanan bir tedavi varsa, doktorunuzun önerilerini kulak arkası etmeyin. Düzenli olarak kontrollerinizi yaptırın ve asla aksatmayın.
- Kendinize yeni hobiler edinerek aklınıza olumsuz şeyleri getirmemeye çalışın.
- Bol bol temiz hava alıp, nefes egzersizleri yaparak kalp atışlarınızı normal seviyelere çekmeyi öğrenin.
- Bu durumun bir hastalık olduğunu, her insanın yaşayabileceğini kabul edin ve asla kendinizi suçlamayın.